1. Konu
Paragrafın konusunu
bulmak için “bu yazı ne anlatıyor” sorusunu sormamız yeterlidir. Konu,
paragrafta anlatılanların ana çerçevesidir.
Örnekler:
“Hayvanlara yapılan zulme sessiz
kalmak insanlığa sığmaz. Her gün haberlerde görüp de
hayretler içince kaldığımız akıl almaz olaylara karşı insanım diyen herkesin sorumluğu vardır. Ağzı, dili olmayan bu masumların haklarını hep beraber korumamız gerekir.”
hayretler içince kaldığımız akıl almaz olaylara karşı insanım diyen herkesin sorumluğu vardır. Ağzı, dili olmayan bu masumların haklarını hep beraber korumamız gerekir.”
Yukarıdaki paragrafın “hayvan hakları” konusunda yazıldığını görüyoruz.
2. Ana Düşünce
Her yazının bir yazılış amacı vardır.
Okuyucuya bir ders, öğüt verme ya da bir düşünceyi aşılama, yazıların yazılış
amaçlarındandır. Metnin tamamıyla alakalı, okuyucuya aktarılmak istenen
düşünceye ana düşünce denir. Ana düşünce paragrafın vermek istediği mesajdır.
Örnekler:
“Başarısızlık
her insanın hayatında olan bir şeydir. Hiç kimse başarısızlık yaşamadan
başarıya ulaşamaz. Bu yönüyle başarısızlık aslında gereklidir de insanlar için.
Başarının önünde bir engel varsa o da umutsuzluktur. Başarıya karşı her zaman
umudunu diri tutan insanlar bir gün mutlaka hayallerine ulaşırlar.
Yukarıdaki paragrafın ana düşüncesi farklı şekillerde ifade edilebilir:
Umudunu
kaybeden her şeyini kaybeder.
Başarmak
için umut şarttır.
Umutsuzluk
başarının düşmanıdır.
Not: Ana düşünce ifade edilirken
kurulan cümle bir yargı bildirmelidir. Cümlenin bildirdiği yargı yazının
tamamını kapsayıcı olmalıdır.
3. Yardımcı Düşünce
Yardımcı
düşüncenin ana düşünceden tek farkı kapsayıcılığıdır. Ana düşünce bütün yazıyı
kapsarken yardımcı düşünce sadece belli kısımlarıyla ilgilidir. Yardımcı
düşünce ana düşünceyi destekler, ana düşüncenin daha iyi anlaşılmasını sağlar.
Bir metinde çok sayıda yardımcı düşünce bulunabilir. Yardımcı düşünceler
bütünün parçaları gibidir. Hepsi bir araya gelerek ana düşünceyi oluşturur.
Örnekler:
“Günümüzde, insanların birbirine saygısının
azalması herkes tarafından kabul edilen bir gerçektir. Bunu herkes kabul eder
etmesine ama kimse kusuru kendisinde görmez. Kusuru hep başkalarında arama işi
toplumda yaygınlaşınca da herkes birbirini saygısız ilan eder. Yanlış giden bir
durumu düzeltmenin en kolay yolu işe kendimizden başlamaktır. Hani derler ya
herkes evinin önünü süpürürse mahalleler tertemiz olur. Aynen o hesap. Önce
kendi saygısızlarımızın farkına varmalıyız ki başkaları eleştirme hakkını
kendimizde bulalım.”
Yukarıdaki metnin yardımcı düşünceleri şu
şekildedir:
İnsanları
eleştirmeden önce düşünmeliyiz.
Saygısızlık,
herkes tarafından kabul edilen bir acı gerçek olmuştur.
Kusuru
her zaman karşı tarafta aramamalıyız.
Bu yardımcı düşüncelerin hiçbiri
metnin tamamını kapsayıcı nitelikte değildir fakat ana düşünceye ulaşmak için
her biri birer basamaktır. Şimdi ana düşünceye ulaşalım:
Bir
toplumun bireyleri özeleştiri yapıp üzerine düşeni yerine getirirse o toplumda
saygısızlık gibi herkesin rahatsızlık duyduğu kötü davranışlar görülmez.
Görüldüğü gibi ana düşünce, yardımcı
düşünceleri de içince alarak ortaya daha kapsayıcı bir yargı çıkarmıştır.
4. Başlık
Başlık metnin konusuyla yakından
ilgilidir. Bir metnin konusu çoğu zaman metnin başlığından anlaşılabilir.
Başlıklar tek bir sözcükten oluşabileceği gibi sözcük grubundan da oluşabilir
bir cümleden de oluşabilir. İyi bir başlık yazının ilgi çekiciliğini arttırır.
Örnekler:
“Kitaplarla kurulan dostluk en samimi
dostluklardan yücedir. Kitaplar öyle varlıklardır ki sizi hiçbir zaman yalnız
bırakmazlar. Yeri gelir derdinizi paylaşırlar sizinle, yeri gelir mutluluğunuzu
birlikte yaşarsınız. Kitaplardan uzak bir hayat benim için yalnızlıktan başka
bir şey değildir.”
Yukarıdaki paragrafın başlığı şu şekilde olabilir:
Kitaplar
Kitaplar ve Ben
Kitap Varsa Yalnızlık Yoktur
5. Ana Duygu
Ana duygu metnin okuyucuya
hissettirmek istediği duygudur. Metnin içeriğine bağlı olarak, yazar okuyucuyu
farklı duygulara yönlendirebilir. Bu duygulardan en yoğun olanı metnin ana
duygusu olur.
Örnekler:
“Ne zaman okuduğum okulun önünden
geçsem geçmiş gözümde canlanıverir. Sonra zaman ne hızlı akıp gitmiş derim
kendi kendime. Vaktiyle oyunlar oynadığım bu bahçeye baktıkça öğretmenlerim,
sınıfım, arkadaşlarım gelir aklıma. Şimdi kim bilir nerelerdeler? Keşke o
günleri yeniden yaşayabilsem.”
Yukarıdaki paragrafta “özlem” duygusu ön plâna çıkmaktadır.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorum yap