Üretken Olmanın Önemine Dair

 

   Bugünü dününden farklı olsun isteyenlerin, gelişimin bireyden başlayıp topluma yayıldığını bilenlerin, ortaya eşsiz benzersiz bir şeyler koymanın verdiği hazzı tadanların yegâne derdidir üretken olmak.

   İnsanın kendi ürettiği bir şeyi beğenmesi, vay be bunu ben yaptım demesi kadar kaç tane tatmin edici duygu yaşarız ki? On yıllık öğretmenlik hayatımda kendi yaptığı işi beğenen bir çocuğun yüzündeki ifade kadar hoşuma giden pek az şey olmuştur. Türkçe derslerinde en basitinden çoğu zaman hikâyeler, denemeler, şiirler vb. yazmayı deneriz. Birçok öğrencim "Hocam olmuş mu?" sorusunu sorar durur. Ama bazıları vardır ki asla "Olmuş mu?" demez. Ürettiği eserine şöyle bir bakar. Ölçer, biçer, ekler, çıkarır bir daha bakar. Bazı yerlerini siler, yeniden yazar bir daha bakar. Bir müddet sonra çocuğun yüzünde sevimli bir memnuniyet ifadesi belirir. Arkaya yaslanır. Kendiyle gurur duyar. Sonra da yanıma gelir, bana gösterir. Ama bu farklı bir geliştir. Onay beklemez, olmuş mu diye sorma gereği duymaz. Sadece ben de bu eseri göreyim ister. Bazıları fikirlerimi de merak eder. Birlikte yorumlarız, değerlendiririz, fikir alışverişinde bulunuruz. En sonunda öğrencim nasıl istiyorsa eserini öyle bırakır. İster küçük rötuşlar yapar, ister böyle iyi der. Beni çok mutlu eder böyle öğrenciler. Çünkü üretken olma yolunda ilerleyen bir birey yetişiyor derim. Belki ben de biraz kendimle gurur duyarım ona faydalı olabildiğim için.


   Üretkenlik kavramı, geçmişten geleceğe doğru değerinden hiçbir şey kaybetmeden ilerlemektedir. Dünün büyük işlerini başaranlar ve bugün, geleceği inşa edenlerin ortak özellikleri üretken olmaktır. Peki üretkenlik dediğimiz şey herkeste bulunur mu yoksa seçilmiş kişi falan mı olmamız lazım? 😊 Seçilmiş kişi olmamıza gerek yok fakat durduk yere de ortaya çıkan bir yetenek değildir diye kendi sorumu cevaplıyorum. Her konuda olduğu gibi bu konuda da istekli olmamız gerekiyor. Yani içimizde bir şeyler üretmeliyim, ortaya kendi eserimi koymalıyım gibi bir duygu taşımalıyız. Sonra kendimizi tanımalıyız. Neyi iyi yapabildiğimizi, hangi konularda zayıf hangi konularda güçlü  olduğumuzu bilmeliyiz. Benim bununla yüzleşmem biraz acı oldu. Hayatımın önemsiz bir bölümünde kendimi harika bir kaleci olarak hayal ederdim. Tesadüfen bir iki maç top orama burama çarpıp ağlarla buluşmayınca iyice kendime güvenim artmıştı. Fakat ne oldu dersiniz? Bir maçta 17 gol yemeyi başararak bu işte yetenekli olmadığımı anlamış bulundum. 😕

   Kendinize şans vermeniz gerekir. Mesela birçok insandan şuna benzer şeyler duymuşumdur:
 
   Bir İnsan: Ne güzel gitar çalıyorsunuz. Keşke benim de yeteneğim olsa.
   Gitar Çalan Bir İnsan: Hiç denediniz mi?
   Bir İnsan: Hayır, hiç denemedim.
   Gitar Çalan Bir İnsan: 😐

   Burayı anlamak güç değil: Bir işi denemezsek o işte başarılı olup olamayacağımızı bilemeyiz. Bu yüzden kendimizi tanımanın en iyi yolu kendimize şans vermektir. Bu çok uzun zaman alan bir şey değildir. Birkaç deneme yanılmayla hangi konularda yetenekli olduğumuzu anlayabiliriz. Şunu da belirtmekte fayda var ki her insanın güçlü olduğu bir ya da fazla alan vardır. Bakınız: Çoklu Zeka Teorisi
 
   Potansiyelimizi keşfedip, hedefimizi belirlediğimiz zaman üretken bir insan olmamızın önünde hiçbir engel kalmaz. Artık bilgi birikimimizi ve yaratıcılığımızı kullanarak kendi ilgi alanımızda güzel işlere imza atabiliriz. Türkçe konuları üretkenliğimizi geliştirmemiz için çok müsaittir ama siz yine de hangi alanda kendinizi daha üretken hissediyorsanız o yoldan yürümeye bakın.
   

Yorumlar